Daha önce farklı
yerlerde, Kanada’da yaşanan Ramazan günlerini daha çok da hüzünle anlatmaya
çalıştığım Gurbette Ramazan başlıklarıyla yazılar yazmıştım.
Yıllar geçtikçe,
insan gurbete alışıyor, şairin dediği gibi gurbet vatan oluyor;
gurbette Ramazanlar da
munisleşiyor, daha sevimli hale geliyor; hüznün yerini neşve alıyor.
Bu yıl, yaşadığım
şehir Kitchener-Waterloo bölgesinde Ertuğrul Eğitim ve Dostluk Vakfı bir iftar
çadırı kurdu. Her akşam halktan birilerinin sponsorluğunda toplu iftarlar
düzenleniyor. Her görüşten, meslek ve meşrepten insanlar bir araya geliyor, iftar
saatlerinin hazzını ve maneviyatını hep birlikte idrak ediyorlar. Evlerden
getirilen tatlı, salata ve yerel tatlarla iftar menüsü tatlandırılıyor.
Ertuğrul Vakfı’nın iftar programlarına katılımı haftasonları daha yoğun olmakla
birlikte, hafta içi de boş yer bulabilmek zor.
Çocuklar, Kitchener
Anadolu Kültür Merkezi’nin bahçesinde şen şakrar koşuşturup oynarlarken,
yetişkinler sıcak sohbet ve muhabbetlerle birbirlerine daha da yakınlaşıyor.
Çocukların bu tür manevi ortamlarda birbirleriyle kaynaşması, taze hafızalarına
güzel hatıraların kaydedilmesi önemli.
Bu iftarlara Kanadalı
müslüman ve gayr-i müslim misafirler de davet ediliyor. Bazı Kanadalı
misafirler, müslümanların kendi aralarında tesis ettikleri samimiyet ve
kardeşlik ortamından ziyadesiyle müessir olduklarından, tekrar geliyorlar ve hatta
bu iftarlara sponsor da oluyorlar. Kendilerinin yılda bir kez benzer mahiyette Thansgiving’leri
olduğunu, halbuki Müslümanların yılda otuz gün Ramazan yaşadıklarını söyleyenler
ve ne kadar talihli olduğumuzu belirtenler de oldu.
Ramazan Kitchener şehrindeki Türkler, Kürtler,
Arap, Kanadalı ve Özbekler arasındaki bu bir araya gelmelerle dolu dolu
geçiyor. İftardan önce Kuran kursları ve Mukabeleler, iftar sonrasında da,
teravihe kadar Kuran kıraati ve Hadis sohbetleri eşliğinde Ramazan geceleri uzayıp
gidiyor. Teravihten sonra bile, daha küçük gruplar halindeki hoş sohbetler
sahura kadar devam ediyor. Yabacı arkadaşlar da bu ev muhabbetlerine davet
ediliyor. Gecenin sonunda, sahura kadar oturmalarına ve bu kadar çok çayı nasıl
içebildiklerine kendileri bile şaşırıyor. Bazı aileler evlerindeki iftarlara da
yabacı arkadaşlarını davet ediyor. Hayatında ilk kez bir müslüman evine giden
Kanadalılar, yine ilk kez bir iftar sofrasına oturarak Ezan ile yemeklerine
başlıyor. Hatta o gün bir iftara davet edildiği için, gün boyu hiç bir şey
yemeyen içmeyerek bir Müslümanla empati kurmak isteyen Kanadalılar var.
Kanadalı Türkerin düzenlediği Ramazan etkinlikleri, basında da geniş yankı
buluyor. Kanadanın en yüksek tirajlı gazetelerinden Toronto Star, Toronto’da
yaşayan Özgür ve Esma Polat’ın evindeki iftar atmosferine sayfalarında genişçe
yer ayırdı.
Yine İntercultural
Dialog İnstitute Diyalog Kurumu’ndan bir grup gönüllü bayanın iftar vaktinde
hapishanelere gidip oradaki müslüman mahkumlara iftariyelik götürmeleri,
onlarla Ramazan sohbetleri yapmaları da her türlü takdirin üzerinde...
Haftasonu bir
arkadaşımla bize bir saat kadar uzaklıkta bulunan Kanada’nın en büyük şehri
olan Toronto’ya gittik, iftar programlarına katılmak için. Bu güzel şehirde iki
ayrı iftar programına misafir olduk. Biri, siyaset ve bilim camiasından Kanada’nın
önde gelenlerinin katıldığı ve konuşmalar yaptığı, İntercultural Dialog
İnstitute’ın şehir merkezindeki muhteşem ofisinde verdiği iftar idi. Konuşmacılar,
orucun bireysel, manevi ve toplumsal hususiyetleri üzerinde durdu. Güzel gece
Anadolu’dan süzülüp gelen bir musiki ziyafetiyle taçlandırıldı.
Bu iftardan sonra
daToronto’daki Nile Academy’nin Lise kampüsüne kurulan Ramazan Village’i
ziyaret ettik. Genişçe bir alana bina edilen Ramazan çadırları, sahne, iltifat reyonları,
teravih kılınacak mekanlarla, Hacivat-Karagöz reyonları gibi etkinliklerle,
Kanada’da yaşayan müslümanlara sadece dini değil, aynı zamanda önemli bir kültürel
ve toplumsal hizmet de sunuyor. Öğrendiğimize göre, sadece Türklerden değil,
yabancılardan ve diğer müslüman gruplardan da yoğun talep geliyormuş bu
iftarlar için. Toronto Ramazan Etkinlikleri Koordinatörü Mehmet Gül, Ramazan
çadırlarına Anadolu Türklerinden başka Türki Cumhuriyetlerinden, Balkanlardan,
Afrikalı topluluklardan da çok sayıda kişinin
iştirak ettiğini belirtti. Allah sa’ye şevkinizi meşkür eylesin diyerek geç
saatlerde ayrıldık ordan.
Toronto’daki ikinci
iftarımız ise, kadim dostum Saadettin Özcan beyin saadethanesindeydi. Nile
Academy’de müdürlük vazifesini deruhte eden hazaa eğitimci Saadettin beyle,
kendisinin yeni bina inşaatları ve öğrenci kayıtları ile en yoğun olduğu bir
dönemde güzel bir iftar yaptık. Ayşe Özcan hanımefendinin ellerine sağlık.
Beri yandan, uzun
yıllar bir mukimi olmakla iftihar ettiğim Ottawa’da da toplum iftarları yoğun
bir şekilde devam ediyormuş, keşke nasip olsa oraya da gidebilsek!
Bu iftarlardaki bir
araya gelmelerde dikkatimi çeken bir husus da, insanların siyaset konuşmaktan
özenle kaçınmaları...Türkiye’de bitmek tükenmek bilmeyen kısır siyasi çekişmeler
yerine maneviyatı ilgilendiren konularla meşgul oluyor insanlar...
Ramazan’ın kendine
mahsus manevi birleştirici ve bütünleştiriciligiyle, yemeğin bedenlere şifa,
sohbet ve muhabbetin ruhlara gıda olduğu, tatlı ve neşveli bir Ramazan devam
ediyor Kanada’da.
No comments:
Post a Comment