Geçen hafta Bugün gazetesinde bir röportaj dikkat çekti. Sözkonusu röportajda hocaların hocası Nevzat Yalçıntaş mevcut hükumeti eleştiriyordu.
Hem Türk düşünce tarihine mal olmuş fikri yapısındaki salabetle, hem yetiştirdiği binlerce münevver talebesiyle, hem siyasetteki tecrübesi, AKP'nin kurucu kadrosunda yer alması ve bu partinin siyaset felsefesini belirleyenlerden biri olması hasebiyle Yalçıntaş'ın sözleri önemliydi ve nitekim dikkat de çekti.
Ben ise bu yazıda bir başka Nevzat'a ve onun Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi hakkındaki sözlerine dikkat çekmek istiyorum:
Prof.Dr.Nevzat Kösoğlu'na...
Nevzat Yalçıntaş ve Nevzat Kösoğlu.
Memleket meselelerine dair rahatlıkla referans alınabilecek iki isim. Biri muhafazakar ve mukaddesatçı kesimden, diğeri ise miliiyetçiliği müsellem bilge bir mütefekkir ve üniversite hocası. Bu Ülke'nin ehl-i vicdan ve ehl-i insaf iki isminin Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi ile ilgili düşünceleri önemli. Siyasal konjönktüre göre konum belirleyenlerin değerlendirmelerindeki savrulmaları ve sapmaları bu insanlarda görmek zordur. Entelektüelliğin şiarından sayılan açık fikirli olma, farklı görüşlere yer verme ve en önemlisi eleştirme cesareti ve vicdan kültürü gibi hasiyetlere sahip bu isimler, mesela dün ak dediğine kısa bir süre sonra ellerinde güçlü argümanlar ve hüccetler olmadan kara demezler. Dedirtmek için kendilerine sunulan dünyalıklara da eyvallah etmezler.
Bu mezkur isimlere mümasil, mesela şu anda hayatta olan Saadettin Ökten gibi, Tayyar Altıkulaç gibi, Sezai Karakoç gibi, Orhan Okay gibi...Zihnini Bu Ülkenin realiteleriyle terbiye etmiş, ruhunu bu coğrafyanın mana köklerinden süzülüp gelen üsarelerle beslenmiş, hakikat duygusunu yitirmemiş, dünden bugüne seyrettikleri çizgileri müstakim olan bu zatların da düşünceleri ve değerlendirmeleri önemlidir. Özellikle de, ben bu isimlerin hem dün hem de bugün Gülen hakkında ne düşünüyor olduklarını merak ederim...
Yine mesela, yaşasalardı bir Nurettin Topçu'nun Mehmet Kaplan'ın, Bediüzzaman'ın, Fethi Gemuhluğlu'nun, Necip Fazıl'ın, Eşref Edib'in, Sabahattin Zaim'in, Mümtaz Turhan'ın, Erol Güngör'ün, Ahmet Kabaklı'nın...Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi ile ilgili ne düşüneceklerini gerçekten de çok bilmek isterdim. Bu zevatın Türkiye ve dünya vizyonu ile Gülen'inki arasında benzerlikler olduğunu düşünüyorum, daha açık belirtmek gerekirse, Gülen'in Türkiye gerçeklerine, Anadolu insanının hakikat ve müktesabatına uygun vizyonunu ismini andığım mütefekkirlerin eserlerinden istifade ve ilhamla biçimlendirdiğini düşünüyorum. Gülen'in başarısındaki en önemli unsurlardan birinin de düşünceyi ve makuliyeti herkesin sahhiplenebileceği bir hamule haline getirmesinde, bu terkip ve kompoze etme kabiliyetinde olduğu kanısındayım.
Başta da belirttiğim gibi, yaptığım bir araştırmayla ilgili olarak dikkatimi çeken Nevzat Kösoğlu'nun kitabına değinmek istiyorum. Nevzat Köseoğlu merhum, Türkiye'de miliyetçilik düşüncesinin, ülkücülük felsefesinin kendini herkese kabul ettirmiş duayenlerinden biridir.
Özellikle 1960'lardan itibaren muhafazakar camiada öne çıkan bütün isimlerle tanışıklığı olan Prof. Kösoğlu'nun hayat serüveninin hatırat ve söyleşi tarzında anlatıldığı bu hacimli kitabın adı, Nevzat Kösoğlu İle Söyleşiler:Hatıralar yahut Bir Vatan Kurtarma Hikayesi...
Kitaptaki söyleşiler, merhum hoca'yı kırk yıldır tanıyan Osman Çakır tarafından yapılmış. Okunması gerçekten çok keyifli bu çalışma Ötüken Yayınları tarafından 2008'de basılmış.
Özellikle 1960 ve 1970'lerin siyasi ve düşünce hayatına yakından şahitlik etmiş olan Nevzat Hoca'yla ilgili bu çalışma, tarihi bir belge niteliğinde. Türkiye'yi yakından ilgilendiren bütün konularda, hocanın bilge ve deneyimli dimağından süzülen çok cesur tespitler var.
Bu yazıda ise Nevzat Kösoğlu merhumun, Fethullah Gülen ile ilgili kimi tespitlerini, yorum yapmadan iktibas ediyorum:
Bizim beceremediğimiz cemaatleşmeyi Fethullah Gülen başardı.
Fethullah Hoca hareketi Said-i Nursi hareketinin bir devamı onun ektiği tohumların yeşermesidir.
Fethullah Gülen, cihanda sözü geçen bir millet olabilecek miyiz diye hayaller kurmuş. Çocukuluğunda bu hayalleri kuran insanın sapması kolay kolay mümkün değildir.
1990'lı yıllarda Sovyetlerin çökmesi ve Türk Dünyası'na açılma işini çok iyi gören ve değerlendirenlerin başında Hocaefendi gelir.
Bu milleti tanımayan ve bu mekanizmayı kavrayamayanlar Hocanın başarılarını açıklayamazlar.
Hocaefendi daha gerçekçi ve dünyada olup bitenlerin daha bir içindedir.
Hocaefendi'de çok köklü bir millet ve devlet şuuru var. Bediüzzaman'ın Osmanlı delisi olması gibi, Fethullah Hoca da bir Türkiye sevdalısıdır.
Bir şey yapmak isteyen insnaların yönelişi ancak bu kadar sağlıklı olabilirdi. İnsana yöneliyorsun, eğitime yöneliyorsun...
Hoca aleyhindeki karalamaların en çok tekrar edileni, bu değirmenin suyu nereden geliyor. Anlamıyorlar ki, zor olan Fethullah Hoca olmaktır, olabilmektir. O olduktan sonra bu millet bir değil bin değirmene su yetiştirir. Güya tarih okuyorlar...
Ahmet Yesevi Hazretleri ne yapmış! Ocaktan almış odunu, fırlatmış batıya doğru. Gidin Anadolu'ya demiş, oraları yurt edinin. Şimdi Fethullah Hoca da o koru almış, Türkistan'a fırlatıyor.
Gitmişssin Afrikalı siyah çocuğa Türkçe öğretiyorsun. Türkü söyletiyorsun. Onun neyine Türkçülük yapacaksın, Türki, Türk kültürünü sevdirmekten başka!
Afrira ülkeleri ile her gün ticaret kervanları gidip gelmeye başladı. Bu çocuklar başlattılar. Bizim konsolosların, elçilerin tanımadığı, adını duymadığı yerlerden ticaret heyetleri gidip gelmeye başladı.
Bu olağanüstü çalışmalarda Türkten ve Müslümandan başkasının menfeatini göremiyorum.
Bütün Türk Dünyasına Fethullah Hoca'nın temsi ettiği İslam hakim olsun.
Fethullah Hoca'nın yolu ise benim gördüğüm o, çağdaş bir Ehli Sünnet yoludur.
Kendi kendime, bunların % 90'ı bizi aldatmak için göstermelik olsa, geri kalan % 10'u yeter. Eğer hizmetse, % 10 yeter de artar bile. Fakat, bu işlerin göstermeliğini yapmak, sahisinden de zordur.
Fehullah Hoca hala mum gibi yanıyor, hala Selimiye'nin bir ğenceresinde riyazete çekilmiş o adam gibi yaşıyor. Onun için de dünyanın dört bir yanından sesi geliyor. Bu milleti tanımıyor, bu değirmenin suyu nerden geliyor diye komplo teorileri kuruyorlar. Anlamıyorlar ki, Fethullah Hoca olmaktır asıl mesele, zor olan odur.
No comments:
Post a Comment