Şeb-i
yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir,
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ'at.
Fuzuli
Size de
slogan haline getirilen sözler itici geliyor mu?
Özellikle de
son süreçte, nice inci mercan sözleri kendi bağlamından çekip çıkararak, kendi
amacımıza uygun olacak biçimde yerli yersiz kullanmayı ne kadar sevdik!
Mesela,
"Bu işi artık Allah
çözecek" sözü?
A kuzum!
Ya sen, bütün bu işleri daha önce kimin çözeceğini sanıyordun ki!
Eskiler,
mecaz cehlin elinde hakikat yerine geçer demişler ya, şimdi ise hakikati iri
iri sözlere, beylik laflara kurban ediyoruz. Kısa süreli kazanımlarımız ve anlık tatminlerimiz için.
Yine,
mesela artık bir slogan haline getirilmiş şu "Allah var gam yok" sözü...
Rahatsızlığım
şundan:
Hadd-i
zatında ve hakikat nazarında doğru olan bu sözün ideolojik bir slogan haline
getirilmesi... Kelimeleri, cümleleri hoyratça, umursamazca tüketmemiz, ilham
kaynaklarımızı kurutmamız...
Amenna ne doğru bir sözdür; inanç sahibi elhak emindir, esenliktedir. Ama keder, endişe onun da kapısını çalar. Dünya onu da sarsar. Hem onun kutsal bir hüznü de vardır içten içe, çoğu kez belli etmemeye çalışsa da.
Şimdi, slogan
kalıbına dökülen bu sözün hakiki manası, zamanla sadece "anlam
aşımı"na uğramakla kalmıyor; bu anlam aşımı daha başka
hakikatlerin de değerine halel getiriyor, dertsizliklere, rehavete kapı
aralıyor.
Hani
mümin tam bir “ıztırap insanıydı”!
Derdimizi,
derman olarak gören bir medeniyetin mensubuysak eğer, ilkin müptelası
olduğumuz derdin, maruz kalınan musibetin ne olduğunu bilmemiz icap eder. Derdini bilmeyen derman bulamaz demişler.
İnsan olmanın hüznü,...ölümlü olmamızın melali, yalnızlığımız, kanatlarımızı özgürce açıp kendi ufkumuzda serazad, kimseye eyvallah etmeden uçabilme arzumuz, uçamayışımız...geçip giden zaman...bizi insan olarak ardı gelmez gamlara salar.
Gam'a bir medhiye düzeceğim hiç de aklıma gelmezdi. Hayır, Enderunlu Vasıf gibi:
"Mihneti kendine zevk etmedir alemde hüner
Gam-ı şadi-i felek böyle gelir böyle gider" de demiyorum. Kuru dünya gamını yüceltmiyorum da. Nef'i'yi haklı bulurum: "Ağyar elemin çekme gönül nafile gamdır".
Meramım, varsa eğer bir elem, bir keder -ki fazlasıyla var- yokmuş gibi davranmamamız.
Hele bu milletçe muztar kalınan bir musibetse...
Yas
tutmaksa evet yas tutmak...ıztırapla iki büklüm olmaksa, hakeza!
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ'at.
No comments:
Post a Comment